Ağustos 30, 2008

takma bacak

Soğuk bir metal makine, yakıyor etime değdikçe
Ama değirmiyorum
Dediler ki ben onsuz;
Asla yürüyemezmişim.

Monte edildi yerine
Dedi senin yeni hayat arkadaşınım
Anlamalıydım; o ve ben kaynaşacak,
Ben kendimi ayıramayacaktım.

Titriyor parçalarım... fark ediliyorum
Aylardır
Uzak durmaya uğraşıyorum
Ve onu devreye soktuğumda,
Hücum etti metal ruhuma
Sert bir albay gibi boğazımda,
Eğitimi başarı saymıyordu

Kaybettiğimde anladım renkleri
Kimi hiç benim olmadı
Ama albayın nereye ait olduğunu
hala anlamadım

Mayıs 30, 2008

birinci tekil ve birinci çoğul farkındalık

II.

Sandığa kilitledik sandık.
Dolaba dolana dolana
Yosun kitleri yaptık
Sandık ki halatlar çekmez


Ellerimizde çiğneme tabletleri
Yutuyoruz, oluyoruz
Yok, yok! Oluyoruz...
Beyin dediğin bir naniklik cücük,
Beyin,
sarsın çarşafı sana
Sarsın da simsiyah
Görme, görme! Oluyoruz
Eteğin altından doluyoruz
Çünkü biz buyuz, çünkü soyuz
Ne gösteriyorsak tam da oyuz
Sağ elle sola işaret verip
Sağımızı yoruyoruz 
Kalanlar ayrı alem
Çünkü biz yok, yok!
Oluyoruz!

Ve cüzzam toprağa aktıkça
Toprak çürüdükçe,
Kahverengi ceset torbası
Ya o mavi? Yağcı yuvası.

En kalabalık anımızda
İkişer nokta belirir kafamızda
Biz yok, yok!
Biz diye bir şey yok

Sadece yavaşça;
Hepimiz ölüyoruz.

Nisan 26, 2008

üçlemenin 1'leri


1.

Demin ilk defa dinledim seni
Bir(i)leri(ni) verişini, peşinden gelenleri
Yumrumun sıkılması bile aklıma getirmedi
Şehvetim pörtlediğinde, korktuğunda dişilik
Dişlerimi sıkarım, bir(i)leri(ni) veririm,seni alırım.






Dali; Sentimental Colloquy (Study for a Ballet), 1944

Nisan 25, 2008

üçlemenin 1'leri ve ikisi

1.

Demin ilk defa dinledim seni
Bir(i)leri(ni) verişini, peşinden gelenleri
Yumrumun sıkılması bile aklıma getirmedi
Şehvetim pörtlediğinde, korktuğunda dişilik
Dişlerimi sıkarım, bir(i)leri(ni) veririm,seni alırım.








2.

Seni alırım, ne işin var orda?

Seni alırım

Seni

Hadi git.



Nisan 24, 2008

ölümlü

Yoklaşmak ve işlevsizleşme
Bir kola yada onun uzvuna muhtaç olduğunda
Buna hiç ihtiyacın olmadan da
Aynı başarıyla, yok olabileceğini
Korkup! Kaçmak isteyen gerçekten,
Gerçekten beni değiştiren şey
Değiştiremeyeceğim gerçekler

yıpranmış varyasyon


Takılıyorum
Şimdi de tıkandım
Bi de beni alsalar buradan
Enikonu çalışıyorum

Yetmiyor
Şimdi de yağıyorum
Beni ıslatsa bu su?
Enikonu susuyorum

Sessizlik
Şimdi de sayıklıyorum
Bi sessizliğimi dinlese
Enikonu görünüyorum

Tekrar
Takılıyorum
Şimdi de yağıyorum
Bi de sessizlik sayıklasın
Yetmiyor
Göründüm, gizlendim… çıldırıyorum

Nisan 14, 2008

azgın cücenin kirpiği


Sürmenaj olmuş kirpikler,
Açık-kapan-açıl-kapan, nedir hayatın amacı?
Sorgularsan kirpiksin, sormazsan düşersin
Biri dokunur yanağa, dilek olunur
Bi bok da olunmaz
Zaten genelde kalınan nokta, yanlış taraf


Gözlerimi her minik beyaz ampüle
Diktiğimde soruyorum, “oompa loompa” ne demek?
Ve neden zulmettiğini hissediyorum
Masum kalabilecek her şeye
Yine de google’a yazmıyorum
Önce bu şey bitecek.
Ve geleceğe kalmayacak

Bir oompa loompadan bahsederek
Edebiyat siken insanlar
Ve bu adamlara veren kadınlar. Ne veren?
Veren işte, bir şeyler
Hayır onlar beğense de bunları, o oompa lumpa
adamlara dildo bile olsa
O kadınlar
Bilmediğim bütün kelimeler burada
Yabancılığımı haykırmakta
Belki kız arkadaşları kullanır


Siz görürseniz sevmeyeceksiniz
Kendine benzeterek
Ucuz her konu gibi, benzeyen ama size
Dikkali kullanın kızlar!
Erkekler az ama akıllı konuşan kadın aramazlar
Ağzın büyük, dilin küçük olacak
Amın küçük, dili büyük olacak
Azla yetinmeyi de bileceksin.

Nisan 13, 2008

irin adam

Saniyeden kaçma saniyesi
Beyin dediğin bir naniklik cücük
Kendin kadar noktasın
Noktan kadar lekesin
Sıkınca çukur olur, dolar yine öz pisliği
Göt,burun,dudak fark etmez
Şerefsiz bir sivilce kendisi

kağıtla oturmaca

Ben sana bakamıyorum, sen bana dik dik
Yataylığın emirini veriyorsun
Gidiyorum ben de, gözlerimi kaparım hatta üstüne
Ellerim güzel kimi için
Diğerlerine göre, fazla büyük

Korkuyor alanımdan
Davet ederim bazen, gelin
Kendiliğinden düzeltmeyin
Bana bakılıyor, göstermem
Fettan illeti
Ruhumdaki.


Pulsuz bir kelebek oldu
Uçmak için değil, sadece gezindi
Göremeyenler için
Yok gözlük


Beyaz kibrini tanıyanlara
Senin de benden beklentilerin var bu aşamada
Ben sana bakamıyorum, sen bana dik dik
Yataylığın emrini veriyorsun
Yataylığa gidiyorum ben de, gözlerimi de kaparım hatta
Şiirlerim güzel kimine göre.
Öyküler benim için fazla büyük.

azınlık kutsayanlar


Şarkı destekli aşk yapar
İlgi görmemiş çıplak kızlar
Nakarat zavallı eti kutsar
Kurtar bu kumandayı
Şarkı denklemli denklem

Şarkı destekli yazarlar
Yoğurduna karabiber uçar sanatın
Belki de cesedine bir kurt olursun
Kemirir soyunu yoğurursun
Çor malları kurgular

Şarkı destekli sevişimler
Ritim içinde olması gereken. Duygu!
Bir başkasının, hiti ,kukusu,kokusu
Eden de başkası, edilgen bir yabancı
Alıntı konumlara ihtiyaçlar…



Mart 15, 2008

konum

Sahip değilim bir sihre
Çiçeğe yada elmaya, bu sabah
Sadece isteğim var sırtımda yük olmuş
Vakum olmuş, boynuz olmuş, olmuş

Eğer boynuzlar,

Camdansa
Yakışabilirim. hayır yapamam
Beyaz bir taraf lazım bana
Bütün karanlığın arasında
Flu ve kimliksiz de olsa
Böyledir bir hastalıkta rahat etmek
Onun sağlıklı tarafını keşfetmek

Eğer sahip değilsen artık buna yada
En azından bunu bekleme merakına
Yanıma duramazsın, arkadaş olamazsın
Enerji alamazsın, beni geyşa yapamazsın

Yamacımdan yuvarlanıp ölmesini,
Fazla kendine kör bu adamların
Ataları tarafından sikilmesini
Yırtılmasını bağ dokularının,
İsteyebilirim, ama benim işim bu değil.

Mart 07, 2008

kaynar küvette

Küvetin dibine yatarak
Kaynar etler, ayaklar
Başımdan dökülen boncuklar
Suyun buharı çarpıntımı kovalar

Uyuşur beyin, soğuk duş
Dayanamayana kadar yanmaya
Gece ortası tırtıklama
Safra limanında boğazın
Artık çok geç,
Suyun buharı kovalar
Bünyemi kabul etmez sıcaklık
Soğuk karlar ciğerimi ve yüreğimi
Tıpkı pamuklar gibi
Sarmalı
Kaynayan etler, ayaklar
Soğuk karlara batmalı
Yine de artık çok geç,
Ağlarsın.
Etin yanar

Küvetin dibine yatarak
Kaynamayı mı seçtin 
En beteri ölümlerin, Müslüman kabusu
Suyun buharı çarpıntımı kovalar
Kaynar etler, ayaklar
Ve dokunsam da
Artık hissedemeyeceğim bir his var

Mart 04, 2008

depremciden


İdareli tık-tık
Hiçbir yere koşmuyorum,
Vidalarım ve torna(vida)m, sağlamlaşıyorum
Adrenalini yanlış tanıyorsunuz

Lanetler okunuyor yine, ödlekler gibi
Üstünüze gelince duvarlar
İğrenç iğrenç iğrenç
Beni sevdiği tarafları bile var buranın
Yine de çağırıyorsa giderim.
Özlediyse konuşurum
Lanet olasıyla,
Ne istiyorsa onu yaparım.

Pis ameller defterinizi bilmezsiniz
Ben o defteri yazıyorum
Kiramen ikizlerim uçtu ensemden
Ben ve diğer melek, olabiliriz. 
Toprağın altı ya da üstü
Yükselme kibrine ne gerek var?
Hades aşağıda bana bir sofra kur
Ve daktilomu koy,
Geldi
Yeraltının yeni kiramen katibi
İkizi yukarda, ikizi
Kendi dünyasında bir sürtük
Düremez kendi defterini
Dört kollu katip olurum
İki kişilik yazıyorum




Mart 01, 2008

depremci


Keyiflendiği belli irileşen beyazlar
Gözlerim büyüyor bu kadar
Ve iyice takip eder bebeklerim
Takip ederim

Çok istediğinde o beni
Ve ben çok istemesini, iste, çok iste
-diğimde, olduğu gibi
Bu da mı alır beni,
Heveslenirim, uysallaşırım 
Geliyor heyelan
Al beni,istiyor musun? bak takipteyim
Gel beni.

Yutabilir hepsini, uslulaşırım
Ben çok güzel kaynaşırım 
Dev mikser gelsin 
Belki beni istersin, gizli sırrı bu kekin
Eğlenerek bekleyensin 
Karışıp binalar bana harç olacak, başka bir bedenle de birleşiriz
Kimse de ayırmaz bu defa
Yürekleri kaldırmaz













  
  (réne magriette-Chemin du Ciel, Le)

Şubat 29, 2008

uçaktan linus ve pis kokulu bonibon

29.hazirancuma.2007

(linus)

oturduğum bu koltuk
aynı,oksitleniyor hala
bonibon
kürenin başka bir yuvarlaklığında ise
sıcak bir kaçış
bir gün parçası olunacak,
bekliyor

şimdi değil
hissetmeyen bir beyin
olamaz gösterişli
acı bile çekemiyor

bunca durağan arasında.
hava hep hava
onu kirletirirz
sonra solur ve küfrederiz
pesimistliğimize
neden bunca çaba?


kalmadı mı
kalmadı mı
mavi pamuklar batıyor oramıza buramıza
aramızda, şimdilik başka birşey yok
bunun rahatlığı,güzeliz fazlasıyla
biraz sonra yavaşladığımızda
hangi organın en bencil,
ve hep daha fazla?
beynin.
nefret ediyorum ondan,keşke
Linus kadar kendi olsa

çünkü kaçtığım için, senden sana ve seni
bu kadar tutku
kaçırdığım için
şimdilik
aynı yerkürede
başka n'apacaksın
uzaktan geldim
sarıl evet, ben kendimi tutabilirim

alınma,kollarımı saklayışımı
duygularımı eğitebilirim, kendime 
onu hak edenin kollarına dolayacağım,biraz sonra
Linus,
senin kadar kibirli de değil
ne de farkında
biriniz benden uzaklaştıkça
diğeriniz çok,  istiyor hala


****
(pis bonbon)

vasat alemler
aynı şeyle huzur duyup,senkron
yine de uzak
bulutların üstünden
evlere baktığımda
ben uçaktayım
güzel görünenler aşağıda
göremedikleri güzelliklerin içinde
ben uzaktayım
ve aldığım haz
anlatabildim mi?


sen ve özlemek
kollarıma gelişin 
az da olsa
daha sevdiğim olamaz
tüm gözeneklerimi ürpertişin
ilgisizliğimin altında
tüm sakatlığımla
sevişim
arkadan gelen sevişim

ne istediğimi sanıyorsun?
kaç kaç ona! sana kaç, seni
               tut
daha güzel bir ilişki olamaz
yaralaşırken aşık olmam
düşün dur sonra
bu sürtükteki pis kokunun nesini sevebilirsin?
halbuki basit

Şubat 24, 2008

iliş ki!



Çok büyük felaket, derisi, teni
Kafamı gömmek istedim,ağzımda etleri
Kokuları alıyor insanlar,
Çürük aşk ve atık depoları yanaklar
Ağlayamadıkça gözler yanaklarıma dolar

Omzuna sığıyorum
Başını ver, iliş, alacağım
Vereceksin,verirken eriyebilirsin
Kutsallığımıza sığınıyorum


cesetle(çiftle)şme

Kızgın köpek
Seni cehenneminden ben çağırdım değil mi?
Gerdanını okşasam,
Ve biraz çıldırmış gözlerine üflersem
Eğer eteğimdeki isteği
Yalarsın elimi
Paylaşmalıyız bu nimeti

Öyle mi? Dondum ha bu kadar.
Sana bir mangal ve kömür
Yak beni.
Kalanımı serptiğinde yastığının altına
Ölmüş etimin tozunu sevecek misin?

Cevap mı? Sus,
Yüceliğinin altında eziliyoruz
Sorular soramıyoruz
Dışardan bakıyor çocuk
Hikayemiz küf rengi, gözlerinin rengi
Ben kendi kara deliğimden bakınca
Gözlerinin üstünde pamukçuk olmuş bakteriler
Of! Pamuktan cüce
Lülelerinle boğ beni
Tanımlayamam sana kendimi,
Tanıma,
Göm beni.
 

-cesetleşme ceset ile çiftleşme-



Şubat 18, 2008

lapabeklegelkebapal

lapa bekle gel kebap al bir palindrom



10.58
12.18
kafiyelisiniz



Tırnaklarım,faytona bindi gidiyor bir liraya
telefona kravat takmak mı
yoksa bana boynuz?
Cevap verilesi ve sevilesi domuz

Veresiye papyon benzeri, sıkı
Boynundaki kelebek
diye, boğdun madem
Dansözden para istenir mi?
Kadına para tak oğlum!
Yada matem et,geber, ama her türlüsü
Egonu tatmin et
Çünkü ziyafet ziyan etmeyi
Ancak bu ara becerebildin



Muhabbetler sordum
Arama motorumu deniz yutmalı
Ama ağsın,tutarsın
Deniz dibindeki terlik teki misal
Önüme atarsın,
Kurcalamak yosunları,canlı ölüler
Merak etmiyorum sadece iğrençlik hissinde
Benimle eşdeğerler
Ve değer,senin vermeyi o çok sevdiğin
Siktiğimin yargıları
Al kıllarına vur kazmayı
Dansözün, o kumral yünleri,
Hala esmer zannediyor.

Şubat 17, 2008

hal_i takip


Dönünce; sağımı,bıraktığım duvar kütlesiyle,
Aynı anda ama göz kenarlarımdan, seni
Bebeğimden değil
Bilirsin ışık düştü mü,benimki de içine çekilir
Senin kadar suçlu
Ama daha koyu ve sabit tonu

Şubat 16, 2008

dikey günlük

Deftere alışma,
Püsküllerdeki o
Kırmızı koyuca
Kalemin kırığısın
Kakao Charlie’ye teslim
Hala burada ortodonti tedavisi


Çekinecek bir şey yok
Süre aşımında atılabilen
Portatif duygular
Dakika boyu seyir,
Ve gözden uzak bir köşede yer eden

11/7/7

Şubat 15, 2008

çuf puf


On altı saat rıngıdı rıngıdı
O delikten gübre olmalı
Raylarda çiçek miyim? Öyle mi?
İçimde on altı saat, katılaşıyorsun her sıktığımda biraz daha.
Geriye ve yukarı. Bastır ve çek.
Arşe ve bok hesabı.

Ellerini uzatıp doğacaksın.
Yolu seyir edememem bu yüzden
Yan koltuk soğukluğuma eşlik eden
Sadece profil ve camdan yansıyan kadarı

Sakladığımda raylardan
Otlar bürüyecek varlığını
Katman katman yukarı,ağzımdan dışarı
Ve içeri bolca sigara
Allak bullak etti o katı kelamı

Traş ettiğin yanakların nadiren sabun da koksa
Uzaklara
Tren yolunda utanıp sıçılamayan boksun bu vücutta.

Şubat 08, 2008

köklere tuz ruhu

I

Su ve baş ağrısı, ters orantısıydı kurbağa prensesin.
Üç şiirle inandırdı düzmece sıkıntısı.
Pamuktan cücenin,
Zümrütten gözleri güneşi boyadı.

II 

Yazmak zorundayım
Kelimelerim hislerimden önce bitti

XX 

Yakıntı,yıkıntı,kasıntı
Mordor’a gitmekte kıymetli
Mevlana gay,son samuray emekli
Bu oyunda o da büyütüyor
Cesur göbeğini Mel Gibson gibi

-Aşk yok sende.
(Sende var sanki)

jenarotörümü de al giderken
elektriğimi köksüz çarpsın istemediğimden.

11/7/7

Iuhh! de şu kire,söyle


(Duruyorum dedi
Kusacağım kendi mideme)

Açıldı renk,sanki daha şeffaf
Su rengi
Klişesi içine çekti, köpüğüm, eridim
Solgun sabunsu (ile), diğer dayanıklı
Kökleri tanımlanamamış (ama) cesetleri aynı

Leş kokusunu arıyor öfkelendiğinde midem
Beton kokan diğer her parfümlü et
Nafile
Nakliye bir ihtiyaç sadece

25/7/7





ege show


Güncel konularla işim yok
Ruhsallarım ruhospulara hediye
Kendini tatmin yöntemin irresistable
İngilizce facia,şikayet yöntem sadece


Globalleşiyormuşsun
Evet, göbeğinden anladım
Hümanistlik X kuşağı geçti
D son sürüm beta, şimdilik en iyi

O nedenle kırkıncı yılımda
Otuzluklarla muhabbete çıkabilirim
Aynen öyle,senin yüzünden
Lütfen,
Gerçeğini seçen mahkumiyet kılıflı adamcıklar gibi
Ve diğerleri

3/7/7


böğürtlek

Kağıttan kalemler
Ve
Kalemde kağıtlar
Beni başarısızlıkla suçladılar

Şizofrenik böğürtlenler
Yol kenarında ne arıyorsun?
Bin arabaya,
Benimle geliyorsun.

23/6/7

balyoz akşamı

(Düne oranla daha düzen
daha az yaratı
benim olamayacaklara,
kendimi kaçırdığımı anlattığımda
bu daha ön gösteri)

Maketten merdivenler
Bastıkça göçersin
Takma gözlerini tak, kokunu gizle
Belki böylece, kendini daha az özlersin

Ve O’nu alırsın uykunda
Başından dökülen boncuklar
Tütsünün dumanı sadece kötü ruhları kovalar

18/6/7

Ocak 30, 2008

elma alma ege

Bu madrabazlığına bakıp da çantama aldım seni.
Paranı ödemememi söylediler, ki bahşişler şişmene yetti
Zeytin sevmiyorum
Senden zevk almıyorum
Baronun biri rüyamda
İstemediğim halde
Geriye kalan kabuslarda ise
Sen ve aynı terane
Yolun sonrası kapalı kerhane

Bir sürü orospuya baktım
Benden daha orospu değiller
Üç aşağı,beş yukarı
Sen gelme de,
Biraz aksiyim bu aralar

Fark ettiğimden daha küçük
Beyaz bedenimde hücrelerime bölünüyorum
Bu acınası halimle bile
Çantamdaki yarısı ısırılmış elmama
-Albenisi gitmiş karartı,biraz da pütürlü çıktı zaten
Türkiye’nin Narlıdere tansaşında bundan iyisini bulamazsın-
Bakıp acıyorum
Rahatlıkla

Odam küçük
Dünya gerçekleri mevzu bahis koç yumurta(cı)m (benim)
Sadece iki metrekare
Maviye de boyasan
İki uğurlu rakam en azından
Gerçi adamın koltukaltındaki terhane
Aksini iddia ediyor

Ocak 27, 2008

klav-lık_kulak-ye

Elimin altında kıtırtı
ve
Şarkı; tam da
Kulak çeperimden başlayan
Çalmaya.
sus
Bastıran o da

Parmaklar aşağı
Kafam yukarı

Haftalık sarma rutini
ve
Yanlışlıkla gönderilmiş davetiye
Sana sarma değil.
sus
Klavyeye özgü

Yoğurt-karabiber eşlikle
Karar biber.
Ben ile

Tavsiye ederim
,
Güzel oluyor.

Ocak 23, 2008

haami

Ne işin var
Tırnaklarımın arasında

Saç tellerime sokuyorum
O ince ve kibar
Pisliğini bir çırpıda sökmek için
Bu defa da saçımdasın

Arşivimden sökülmüş maneviyatı
bula*mayan arama motoru
Hücrelerim dökülmedikçe taşır bu yosunu
Bölünür elbet her hücre
Uzaklaşır birbirinden
Her bölünmede
Saçımda kalan tırnak pisliğine dair parçalar
Zamanla o mesafeden göremezlerse birbirlerini
Yanlış anlama
Miyop var

Mikrop var
Bir boruda
İstersen bağırsak da diyebiliriz
***
Şarkı söyledim
Ben duydum

Doldum ama çok büyük
Deliklerim küçük kaldı
Dışarı çıkamadılar
Zaten hava da soğuk
****
Bahçenin girişi önceki şiirde kaldı
Kapıyı bulamadım
Yolun da tarifi yok
Ama sadece bir nokta kapıya
Fazlasını hiç koymadım
Gerek yok üçgenler yaratmaya




*bulandırmayan

sahibe'nin hediyesi

Kelimeleri biten roman
ile
Yanaklarının içinde su birikintileri taşır
Biten hislerin sahibesi

Oysa alsaydım ona
Sütlü kahve renginde bir ağaçtan
Çal ve söyle
Her şeyden, sadece; biten hislerin sahibesinden bahsetme

_Tekil isteklerin Harfleri_ (harf emirleri)

İngiliz kilitleri
Anahtarı yuttum,özür.
İçime almalı gizini
Onun izini,
Sürmeme izin vermeli


Bir yerlere giderken
Yine,oturduğum yerde
(tabi)
Sana bakarken
Kağıt (Sana).
Arkadaşım,gidip O'na anlatsana!
Ben diyemedim.

Vücuduma giren uyku gibi
Öğren.
Beynim hala kendine ait
Kontrol kilitlerini yuttum
Özür.İçime almalı gizini

Beni, izimi,
Kaybettiyse kuş ol!
Ben olamıyorum.Kağıt olayım ben.
Sen ol.Kuş ol.
ingiliz anahtarı. Gibi. Haber ver.
İçine sokmalı gizimi
Benim izimi
(Bir gün) Sürse yeterli.


2008.0cak-10

Ocak 10, 2008

maydanoz

Bugün maydanoz hakkında
Damarlanmış bolca
Doğası gereği
Damarları öpmeli

Her harf büyük olacaksa
Adam küçük olmalı
Adımları usul olan
Dolduğum yer asıl olan

Maydanoz luzumlu
Mu?
Onlar için
Onlar da var
Mı?
Bu damarlarda

Öpelim.

2008.4-ocak

yoksa marul mu yemeliyim (maydanozdan sonra) ?

marul mu yemeliyim
Sulu, maydanoz gibi
(!)Değil
acı
(ya)meyil

sürrealistik
bunca boşlukta yer arar
voltası ince kazı
sağ kolumu al
senin olabilir
acıt, kazı
çevir,kazı
kazı,kazan
başka bir yere dokunma

hücum edilen alanlarım
asıl yerlerinize kaçın
şarkısınız, kağıt ol!
benimsiniz, boşluk ol!
asalet ararken yoğurtta
hmm bugün biraz acı!
siparişle gelmez oysa



ben sana dememiştim
ama düşündüğüm oldu

2008.4-ocak

ekmek ve siz




beyaz kağıt olmasa
bu kadar yönlendirici
bu kadar mesajlı olmasa
renkSİZ.

sessiz kalamadığımda
konuşamıyorum anlatsam
sensiz
boş kağıtlar anlamlı olurdu


motivasyonsuz
saklanmanın köşesine sinmiş bir parça ekmek
suyun bittiği için yemiyorsun
ama o ekmeği istiyorsun
dolu kağıtların yırtılmasındansa...


ve bir kaç nokta yığabilirsin;
keyifSİZ
boş kağıtlar bile parçalarda
başka bir dil öğrenmek istersin
konuşamamak için
bu dilde anlatılacaklar çok fazla



2007.26-Kasım

sck frk ask

ossursan
4 sene sonra duysam
18 sene sonra koklasam
bi daha ossur
4 daha bekleriz
ve sayarız geriye o zaman
işte.


aldın mı
gerry (-i)
(watz goin uan)
soru
durduğun yer (mi) yeni
çalıların arasına saklanan
keşke keşke orda seni.


2007.21-ağustos

1,2,3,4,25

bugün bak sana ne yazdım
hergün uzağına
biraz daha okunmaz hale
gördün mü
bak sonunda

bil bakalım
dün kapımın önünden kim geçti
geçme mi demeli?
ya da gel içeri gir
kahvem de var
iç,sömür
ömür
yanıbaşında
ölüm
kahvenin şekerli kısmında
dedim sana
o kahve hiç bir zaman
şekerle tatlandırılmamalı
kendi doğası neyse
o..
o..
o..


anladım iki günde
elimde bir masal
bir sayfası boş
ona dedikodu yapılmıyor
sen yazıyorsun
o sayfa hep boş kalacak
sen yazıyorsun
sen yazmıyorsun

ben de konuşuyorum
uf duysan
neler var ceplerinde
uf olmuş her yara
batticon yok elimde
yalıyorsun
bekle ki kurusun...



bu üçüncü
giderek sıçıncı
dayanılmaz olan
iyi tamam verme izin
al başıma vur o klipteki gibi
bıçaklar dışarı
hadi

ama yok..
bıçak mıçak yok bizde
hepsi içimizden batıyor
yine olduğu yere

karşıya nişan almak filan
boşver
nacizane evime gel
bi kahve iç
bıçağınla gel


4 sene sonra yine gel
bu defa bir ev hediyesi
yıllarca almadığın herhangi hiçbir şey
bıçakları da getir
çıkart masaya koy
uzun zaman sonra
dokun bana
özledim
biliyorum artık
vazgeçmişim

sunağıma sun kendini
şarapla gel
bu pes etmişliğin yeter
ama yine de
gideriz herhalde
sen vapurla
ben türk hava yolları



yirmibeş kutunun içindeyim,üç gün oldu
bir tanesi hep uzak kalıyor
cevabı mı bulamıyorum gerçekten
yoksa soruyu mu
eğer
onu da olması gerken yere alırsam
seni
bir yere almamayı
ve nihayet
çözüm
sorunun içinde gizli
artık bayat bir emanet soru işareti
çoktan düşmüş tabelanın
yaldızlarını getir yiyelim





2007.13-Nisan

çiçek helvası

sabah çiçeği
akşam helvası

param var az
hiç saadetim
hatasız kul olmaz
ya evde yoksan?
delirmem gereken vakti kaçırmışım
delirmek dahi normallik
tek diyeceğim
eyvallah

arapça öğreniyorum
ne idüğü belirsiz olanların kökenine inmek için
bir de son yaprağı düşmeyenler için
o.henry.
ya da alt kalttaki
zaaatürre amca

2007.10-nisan

kova içi aslanağzı dolması


Ne biliyorsun,
Antep hakkında
Fıstık olduğu dışında
Ne biliyorsun?

Sadece bir an gibi
Uzaktan seyir edilen
Dondurulmuş bir deniz dibindeki akıntı
Ve götünde yeller esen
Beyaz atlı

Yakınım sana
fersah fersah
mesafeden
sen,
fersahlarca kadim bir vadiden
geldin
elinde diken
çiçeğini de getirecekmişsin ama;
adı aslanağzı
karnın açmış yemişsin..

Hem zaten
Ben çiçek sevmem ki
Diken de sevmem
Koku dersen
Sendeki, benden bile tanıdık
Simitçi kadar

Sen okuma
Bu bana
sadece doğaya
fotosentez yapsınlar diye
bir oksidim var bir de bonibon
oksijensenden nasip olup da
paralel mutantlığıma erişen
ah monojen
vah monojen

Karnımı öpen
öptüğü yeri delen
sigarasını yakan
saf dioksid
sana yazdığım şiire,
yazılan şiir olsun bu da
bu gece ve sabaha
kapalı dört duvar  yanımda
ben içinde
içim dışında
dışım yanında
yanını kovalar
kova'lar kaçtıkça
dört duvar var
yay'ların gizli bahçesi.
bahçenin girişi
aslan'ın ağzında

Hem zaten
ben aslan sevmem ki
Yay da sevmem
Koku dersen...
Unutur giderim
Her ne kadar
Sendeki benden bile tanıdık
Bilirim
Belki bulurum bir yerlerden
Uzak bir esinti
Uzak olduğu kadar
Izdırap sevici
Boyozcu kadar

ama ben gelince
ayran da al.

dolmanın yanında iyi gider



2007.4-nisan



René Magritte; Amants_2, Les

nadide sultan süleyman

sonkış,ilkkış,yaz ayı, bahar güneşi
güz dün akşam öptü boynumu
sanki ilk defa.
sanki gitse de
içimdekiler benle kalsa
ya da geldiğinde süleyman; götürmek zorunda kalmadan sadece
sarı sarı sazlar var vadide
dokunduğum her kamış bana ait
püskülleri nadide, ve yumuşak
sultanları gizli bir gezide
aldırıyormuş fazlalıklarını..


yoğum günün kutlu olsun
doyum dediğin morcivert bi ip
varım doğum senin olsun
kuzeyim bana sır kadim




püskülleri yumuşak, ve nadide
sultanları ise gizli bir gezide


2007.27-Mart

soğuknevalege

tepem tepeli
attım kefeni
dolaşmaya çıksam sokaaa
cello çalsam sütçüye.

dün seni gördüm üriyamda.
tersine çıkıyormuş,hayrola?
bana lagaluga yapma
gider ama dönmez geçmişi
anlatamadım galiba

2007.23-mart

zat_ı muhterem oksid monojen kar bonibon


köşeler çekmekte ellerimden
gözüm yanıyor sana çok bakınca
sadece anladığım değil
geriye kalan seni çıkarınca
t gibi eksikliğin
gerek yok ama var aslında

yan etkiler ziyadesiyle yanımda
midemde ise esasının esansı
ne gerek var ki seni istemeye
çözersem terkedebilirim
belki.gerek yok ama lazım aslında

zorla zorba zarbo
olsana :9
omurgama bir halka daha
ying'in yan'ı tapmakla asabiyetim
senden hep sevdiğim kadar nefret ettim
zaten idea-l-im
arşeyi de bastırdığım kadar çekerim

rahatlıyorum temizliğine
belki de
ortak aradaki iki kelime
belki de
kıskanıyorum doygun yokluğunun karnı tok
dokununca olmuyorluğuna
rüyalarımda böyle değilsin
anlasana
çoğul değil
bilhalssa tekilimin içinde
dahasın,
iyisin.

varlığınla yokluğuna
karar veren sevgisiz belki de en iyisinden bir çaresiz
ne bu göt korkusu,ne bu mide asidi
sırf tıkanmışlığıma ve afallamamdaki
sukut eden kadına
bakmak
görmeye
yetmez
mi
?
.




2007-18.mart



René Magritte; Amants_1, Les

karbondikabak

zamanda koşarken hayatta durduğunu farketmek,
bu defa hayatta durmaya çalışırken zamanda koşmak gibi

yarım saatte kalırken, yirmi dokuz dakika
son saliseye koşan

fasulye gibi. barbunyanın yanında bir hiç

uzayan üç noktalar işte, hakan taşıyan
taşıyamadığım kafiyeler
beni benden daha ne kadar götürebilir diye kendimi zorladığım kendime gelmeler
her geldiğim gibi, daha da giden
en enayi hıyar gibi; tuzla yenesi hale getirilen
tuzun bittiği an; hıyarın gerçek tadını aldığında mutluluğu bir kere daha optimist biçimde sorguladığın

gerçeği bilmek gibi, gerçekten çoktan geçtiğine kendini ikna etmenin huzuruyla

gibi ki; ben aslında hiçbir şey gibi olmadım
öyle bir 'gibi' gibi; sanki başka bir şey gibi
neydi... neydi... ne değildi... enteresan cümleler kurup anlatılan yerine anlaman gerekeni anladığın gibi
yazdıklarım gibi; yazmadan önce ne yazdığımı hiç bilemediğim.
ve somut olamayacak kadar soyut. ve hep gibi. hiç gibi gibi olmamanın soyutluğunda kendine gelir gibi yaptıkça kendinden çıkan ve rahatını kapalı mekanlarda bulan karbondioksit
gibi...

 2006.14-kasım

 
(siyahkahve'nin karbondi için seçimi)