tadını neredeyse unuttum
kızıl etinin lezzetini
lülelerinin kıvrımlarından şehvet akardı
beni atlatmaya fırsat kollayan
ama hep masum bakan yüzünü
kokusundan tanırım.
birbirimize yaratmış doğa bizi
beni ona olmadığı kadar onu bana
etine aşık olayım diye
benden uzaklaşsın diye
kodlanmış kaçmaya, uzaklaşmaya
ona yaklaştığım her yeni adımda
ürkü dolu kalbi daha hızlı atardı
tadını hafızamdan sildim
ama ya susarsam kanına?
korkuyor mudur hala rüyalarında
ya da çığırdığımda bir şarkı dolunaya
kulaklarını deliyor mu?
inanmış o köyde benden korunduğuna
derisini yüzecekler,mesanesini deşecekler
kıyma olacak tatlı kuzu, yiyenler burun kıvıracak
çirkin gerçeğini anladığında dünyanın
kutsal bağımızı hatırladığında
kendi canım pahasına
ondan vazgeçmeme şaşırarak
anımsayacak,
bir gece kurt yaklaşmıştı ona
uykusunda ensesine kadar gidip
lülelerinin arasından soluğunu koklamıştı
taptaze ve yaşam dolu bir arzuyla
kıyamamıştı o gece ona
halbuki o benim için yaratılmış
kendini atar mıydı önüme
hayatımızın amacını keşfetse?
ama bilmiyor içimdeki aşkı
Temmuz 13, 2010
Oruç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder