Kasım 12, 2010

Hilkat

Hanfendi cekin ellerinizi üzerimden
Olduğum gibi bırakın rica ediyorum
Kaypak oturuşumu düzeltmek zor şimdi

Ve sevgili kocacığım
Biliyorum iyi bir eş olamadım
Düzelttikçe esneye kabuğum artık işe yaramaz
Ne sana, ne bana
Olsa olsa, bir başkasına dokundu hayrın
Beni senden sonra kullanacak olana

Aklı selim bir velim olsa
Beni çoktan size evermişti
Ama sevilmez bir yetim ve dulum ben
Niyetim şu köşede oturmak
Buyur yanıma gel, sohbet edelim
Beni tanıdıklarınıza göstermeyin
Hoşbeş bilmem, hava su bilmem
Yuvarlanıp gidemem ben
Nah şu köşede kaderimi beklerim

Kasım 03, 2010

Dağ kokusu

adım 1, kaybediyorum
adım 2, devam ediyorum
beni koparıyor sizden, lütfet
de geleyim yeniden
ve çağır beni yamacına

esintili dağın altında
yeşillikleri kurumuş etekler
yuvarlandığım, bizzat gördüm
kolay değilmiş
sizin umurunuzda bile olmamak
bir o kadar zirvesinde dağın
havasıyla kafanız güzel, sersem
insan ister istemez aşağı bakıyor

çıktığın gibi iniyorsun
elin mahkum, elim sende
paşa paşa dönüyorum, kurumuş yamaçlarına
yeşertiler bulma umudu taşımadan
düşüşe geçiyorum
biliyorum altımdan zemin kayarken pişmanlığı
keşke atlasaydım diyorum.